24 Temmuz 2006

temmuz tembelleri (1. bölüm)

Temmuz ayı itibariyle hakkında iki çift laf etmek isteyip de tembellikten edemedğim albümler listesi:
(kısaca yukarıdaki başlıkta toparladığım bu albümler veya gruplar hakkında aslında oturup uzunca bir yazı veya elemanlarla iki e-mail röportajı yapmak isterdim, ne diyeyim kısmet değilmiş - onlara!)


James Figurine - Mistake Mistake Mistake Mistake
Dntel ve The Postal Service'den Jimmy Tamborello'nun solo projesi. 2003 yılındaki Figurine ekibinin de üçte biri olan Tamborello, güzel ve minimal bir albüm yapmış, hatta minimal-folk-electo-pop müzik. Genel olarak review web siteleri mafyası tarafından pek beğenilmemiş ama kendi halinde güzel bir albüm işte. konuk vokalistler arasında Jenny Lewis (Rilo Kiley) ve Erlend Øye (Kings Of Convenience) gibi isimler var. Müzikler ve sesler için John Tejada da yardım etmiş Tamborello'ya. (bu arada review siteleri mafyası diye Pitchforkmedia, Stylus ve Dusted gibi siteleri kastediyorum, bu konuda da ayrı bir başlık açmak güzel olabilir, aklıma gelmişken)





Luke Vibert - Kerrier District 2
Luke Vibert denen şu adam çok üretken biri. Daha birkaç hafta önce Rephlex plak şirketinden Amen Andrews V Spac Hand Luke albümünü yayınlamıştı, şimdi de yine Rephlex'den geçen sene ilkini çıkardığı Kerrier District serisinin ikinci albümünü yayınladı. Bu albüm de ilki gibi oldukça space disco tadında, ama biraz daha Vibert'e has science fiction-vari ses efektleri ile gerçek bir "uzaylı diskosu" havasına bürünmüş. Bu arada, Kerrier District de NYC'de bir yerlerde lüks bir banliyönün adı imiş, kiraların epeyce yüksek olduğu ve herkesin "shiny" olduğu bir yerler, araştıralım!





Mstrkrft - The Looks
Mstrkrft (masterkraft diye okunmalıymış), Geçen senenin hip gruplarından Death From Above 1979'un basçısı (bir de davulcu var zaten) Jesse Keeler'ın bir arkadaşı ile yarattığı electro-daft-disco-punk grubu. Biraz DMX Krew'u da hatırlatıyor bana ama genel olarak vahşi dans müziği, son dönem Kitsuné müziklerini (Digitalism, Simian Mobile Disco, Tomboy gibi) takip edenlerin çok hoşuna gidecektir eminim.

Şimdilik bu kadar, akşama
Razorlight ve The Whitest Boy Alive hakkında kısa iki kelamda bulunmak niyetindeyim.