21 Nisan 2009

21 Nisan - The Big Pink

Ciddi bir harddisk problemi yaşıyorum bu aralar, işin ilginci odamda envai çeşit harddisk var şu anda ama hepsinin de bir sorunu var. Odadaki harddiskler ile radyo programımın bağlantısı ne derseniz - bilenler vardır eminim ama açıkcası ben radyo programımı evimde kaydediyorum! Evet, garip ama gerçek, ev stüdyosu durumları :)

Radyo Eksen'in stüdyoları tabiki bin basar, NTV'de de konforlu güzel ortam var ama ben çeşitli sebeplerden, en önemlisi de kendi mix'imi kendim yapmak istemem yüzünden evi tercih ettim. Dolayısıyla program genelde "banttan yayın" oluyor, bir iki gün öncesinden (itiraf etmeliyim ki bazen daha bile az kala) kaydımı yapıp sevgili Radyo Eksen tayfasına iletiyorum. Hatta bazen son anda iletiyorum, bütün acısını zavallı Şehnaz çekiyor!!! Ama sonuçta ortaya güzel bir program çıkıyor sanırım?


The Big Pink: A Brief History of Love (Vimeo)

Bu hafta başlığa The Big Pink'i koydum ama açıkcası bunun özel bir sebebi yok. Kendileri pek ilginç müzikler yapan İngiliz bir ikili. 2007'den Maps veya 2008'den School Of Seven Bells'i hatırlatan bir tarzları var, plak şirketi olarak 4AD ile çalışıyorlarmış ama daha çok Warp sound'u var müziklerinde. Albümleri henüz yayınlanmadı, bir takım single'lar ve şarkılar dolaşıyor ortalıkta onlara ait. Programda çaldığım A Brief History Of Love ve Velvet güzel şarkılar.

Daha fazla birşey söylemeden burada kesiyorum, aşağıdaki aparattan programı dinleyebilir veya linkten indirebilirsiniz.

21 Nisan 2009 Alçak Basınç


You Me At Six Jealous Minds Think Alike
The Operators B-line
Yeah Yeah Yeahs Dull Life
The Big Pink A Brief History Of Love
James Yuill Left Handed Girl
Love Is All Busy Doing Nothing (Optimo Remix)
Zombie Zombie Psychic Harmonia 2
120 Days Keep On Smiling
Mongrel The Menace
Band Of Horses Marry Song
Kings Of Leon Be Somebody
Neimo Something In Common
Patrick Wolf The Magic Position
Lykke Li Dance Dance Dance
Fever Ray I'm Not Done
Röyksopp Silver Cruiser
.

19 Nisan 2009

14 Nisan - Ayo

Burada uzun uzun anlatamayacağım ama benim için üzücü bir hikayesi var Ayo'nun... Kendisini şöyle güzel bir konserde kanlı canlı seyredeceğim diye ümitlenmiştim bi ara, sonra mümkün olmayacağı ortaya çıktı üzüldüm tabi. Neyse, belki yine de ilerde bir gün olur, ümit kesmemek lazım...

Ayo tam bir melez, babası Nijerya'lı, Almanya'da doğmuş, daha sonra Paris ve New York gibi şehirlerde yaşamış uzun süre. Paris'te ünlü soul şarkıcısı Omar'ın açılışını yapmış. İsmi Yoruba dilinde "neşe" anlamına geliyor, ilk albümü de herhalde bu bağlantı üzerinden "Joyful" adını almış. Çok güzel bir albüm bu, ben kendisini ilk bu albüm ile tanıdım. Daha sonra 2008'de Gravity At Last albümü gelmiş. İlk albüm biraz daha ağırbaşlı, sakin şarkılar içerirken, ikinci albümde oldukça keyifli hareketli reggae - ska arası parçalar da var. Özellikle yaz aylarında dinlemek için ideal bir müzik, akşam güneşine karşı hafif bir cin tonik ile beraber süper gidebilir :)

Ve lafı daha fazla uzatmadan geçen programın geciken listesini sunuyorum:

14 Nisan 2009 Alçak Basınç


The Tiny Burn

Grace Jones I'm Crying (Mother's Tears)
Ayo Change
Emiliana Torrini Me And Armini
Gabriella Cilmi Got No Place To Go
Friendly Fires Jump In The Pool
Depeche Mode It's No Good (Motor Bass Mix)
Headphone Girlie
The Whitest Boy Alive Timebomb
Kap Bambino Hey!
Little Death Oh Happy Dagger
Cymbals Eat Guitars Some Trees
The Pavement Kennel District
The Juan Maclean The Station
Music Go Music Warm In The Shadows
Ritornell Golden Solitude Pt. 2

PS: Cuma akşamı Kadıköy'deki Arka Oda'da idim, DJ kabininde. Çok güzel bir gece oldu, pek kısa da olsa orada tanışıp konuşabildiğim bütün arkadaşlara geldikleri için teşekkürler! Böyle güzel partilere devam edeceğim umarım. Ayrıca iki not: İstek gelirse reddetmediğim tek grup Chromeo sanırım (ama Heart It Races çalamadığıma da üzüldüm valla) ve gecenin sonunda The Beatles çalınca sonuçları yıkıcı olabiliyormuş!!! :)

08 Nisan 2009

7 Nisan - The Juan MacLean

Tarih tekrardan oluşur derler (eskiler başka türlü söyler bunu ya) tam anlamıyla doğru bir ifade değil tabiki ama haklılık payı var. Geçen sene Hercules & The Love Affair bir anda ortaya çıkıverdiğinde ilk başta büyük alkışlarla karşılandı ama çok vakit geçmeden herkes birbirinin kulağına "80'lerin House'u bu işte ya" diye fısıldamaya başlamıştı. Müzikal benzerlikler bariz ama tabiki 20 yıl öncesinin basit bir taklidi de değil. Hiçbir şey olmasa, Antony'nin sesi var yani! :)

Her neyse, bu didaktik girişe neden ihtiyaç duydum, çünkü bu hafta hakkında iki çift laf etmek istediğim grup The Juan MacLean de bu "geçmişten fırlayıp gelmişe benzeyen" gruplardan. Kendisi (John MacLean'dan oluşuyor grup) plak şirketi olarak DFA'e bağlı, aynı zamanda James Murphy'nin de eski dostlarından, Murphy zamanında onun eski grubu Six Finger Satellite'ın ses teknisyeniymiş ve sonradan grubu ve müziği bırakınca tekrar solo çalışmalara başlamak için onu James Murphy ikna etmiş. Neyse, bu trivia faslı bir yana, The Juan MacLean, bu ay içinde ikinci albümünü yayınladı, "The Future Will Come" adını taşıyor albüm. Programın açılışında çaldığım "One Day" albümün ilk single'ı. Ritmik sythnesizer ve vokaller ile başlayan parça, 80'lerin çok meşhur bir iki house parçasına (Derrick May - Strings Of Life?) göz kırpan bir şekilde, sonlara doğru oldukça güçlü bir yaylı aranjmanı ile coşuyor. Son dönemlerde dinlediğim en güzel house parçalarından biri - tam olarak house sayılabilir mi tabi emin değilim. Albüm de aynı havalarda devam ediyor, arada Acid House veya Funk gibi biraz daha farklı türlere de giriyor ama old-school baskın her daim.
http://www.thejuanmaclean.com/

Bunun dışında Grace Jones'un yeni albümü "Hurricane"i dinledim geçen gün. Jones'un neredeyse yirmi yıl sonra yaptığı ilk albümmüş bu. Kendisini 80'lerin hırçın disko kraliçesi falan olarak hatırlarım. Yeni albümün açılış parçası This Is cidden çok keyifli ve ilginç sözleri olan bir şarkı - biraz margarin reklamı gibi olacak ama "DJ setlerimde bile kullanırım" diyeyim. Aynı tarz oynak ritimlere sahip olan bir başka parça da yakında ikinci albümünü yayınlayacak olan Mos Def'in Quiet Dog'u idi, bu da DJ setleri için güzel bir seçenek gibi duruyor. Ve tabi Junior Boys'un yeni albümü "Begone Dull Care" ve oradaki çok güzel parçalardan biri olan Hazel'ı atlamayalım. Aslında Junior Boys ikinci kere aynı tarz synth melodileri ve ritimleri ile biraz monoton geldi bana bu sefer ama yine de seviyorum kendilerini.

Bu arada, blogda yeni uygulamamız devam ediyor, artık programları blog üzerinden de dinleyebiliyorsunuz. Aşağıdaki flash player emrinize amadedir!

7 Nisan 2009 Alçak Basınç


The Juan MacLean
One Day
The Virgins Rich Girls (The Twelves Remix)
Mongrel Hit From The Morning Sun
Grace Jones This Is
Bonaparte Lvdngrslvngklls
Dear Reader Way Of The World
Camera Obscura Swans
Au Revoir Simone Knight Of Wands
Ladyhawke My Delirium
Wolfmother Back Round
The Decemberists The Rakes Song
Mos Def Quiet Dog
Junior Boys Hazel
Diskjokke Reset And Begin
.

03 Nisan 2009

17 Nisan'da Arka Oda'da olsak?


17 Nisan'da (yani tam iki hafta sonra cuma akşamı) Arka Oda'da DJ kabininde olacağım. Arka Oda ilginç bir mekan, bazen sakin oluyor, bazen coşkulu. Ama ben illa karşımda dans eden hoplayan bir kitle görmek istediğimden, böyle çaldığım müzik ile mekan ahalisini önce hafif hafif gıdıklayıp sonra hiç beklemedikleri bir iki parça ile bi anda dans etmeye başlatmaktan büyük keyif alıyorum (burada hain hain sırıtır harun!) Neyse efendim, sonuçta motivasyonum budur, sizin de motivasyonunuz "biraz eğlenelim yau" yönünde ise o gece Arka Oda'ya beklerim (budur).

Eğer gelemeyip de manevi destek vermek istiyorsanız, Facebook'tan falan event'e kendinizi ekleyebilirsiniz. Zaten gelecekseniz böyle şeylere de hiç gerek yok tabi :) En sıkı dans edene bi bira da benden!

http://www.arkaoda.com/
http://www.facebook.com/event.php?eid=65720562343

PS: Reset Mag'den Onur ve Hakan da 8'i akşamı çalacaklarmış Arka Oda'da, ona da gidilir hocam!

"Arctic Monkeys Türkiye"


Yok yok, konser haberi falan değil bu, bildiğim kadarıyla Arctic Monkeys Türkiye'ye falan gelmiyor (henüz). Ama geçende Mongrel için biraz araştırma yaparken rastladım buna, Türkiye'de bir Arctic Monkeys Fan Kulübü varmış. Domain'leri var, forumları var, daha ne olsun. Hatta birbirlerine 1 Nisan şakası bile yapmışlar. Ana sayfalarından güncel haberleri falan geçiyorlar ama asıl hayat forumda tabiki. Ve sadece Arctic M'den bahsetmiyorlar, ilgili alakalı gruplara da değiniyorlar: Mongrel'den bahsetmiştim, tabiki Last Shadow Puppets'a da özel bir yer ayırmışlar vs. Toplam üye sayısı 282 gibi mütevazi bir rakam ama bence sadece bu fan kulübünün olması bile güzel birşey. Arctic Monkeys duy sesimizi!!! :)

http://www.arcticmonkeysturkey.com/

01 Nisan 2009

Duyurulur: Röyksopp Fotoğrafçı Arıyor!


Röyksopp sevenleri ile etkileşimde bir numara! Yukarıdaki ilanda gördüğünüz gibi kendilerine bir fotoğrafçı arıyorlarmış. Bunu tam olarak neden aradıklarını, bulunca ne yaptıracaklarını falan yazmamışlar ama vardır illa bir kerameti. Neyse, sonuçta ilgilenenlerin photographer@royksopp.com e-mail adresine portföylerini veya Flickr profillerini iletmeleri gerekiyormuş ve tabi hangi konsere girmek istediklerini de - DÜZELTME: sadece sitede belirtilen dört şehirdeki konserler için olabiliyormuş bu, 6-11 Nisan arasındaki Kopenhag, Berlin, Paris ve Londra konserleri. Seçilecek kişiler kendileri için tam yetkili bir foto-muhabiri kartına ve yanında getireceği bir arkadaşı için de bir davetiyeye sahip olacakmış.

Efes One Love için de benzeri bir uygulama yapılsa süper olurdu bence :)

http://royksopp.com/photographers