08 Eylül 2009

8 Eylül - Tonto's Expanding Head Band

Bu ara ilk synthesizer'lar ile ilgili bir kitap okuyorum, Analog Days adında. Aslında daha çok 60'ların sonlarında Moog ve Buchla'nın ürettiği ilk ticari synthesizer modelleri ve bunlar sayesinde elektronik müziğin nasıl yayıldığını anlatan bir kitap bu. Çok da ilginç hikayeler ve bilgiler edindim buradan. Mesela o zamanlarda "analog" synthesizer diye bir tabirin olmadığını (bu terim çok daha ileride, dijital synthesizer'lar üretildiğinde ortaya çıkmış), synthesizer'ın popülaritesini üçyüz küsür sene öncesinden bir klasik müzik bestecisi, J.S. Bach sayesinde (Wendy Carlos'un Bach'ı yorumladığı Switched-on Bach albümü ile) kazandığını, bunun üzerine dönemin genç gruplarının (The Beatles, The Doors, Rolling Stones, Pink Floyd...) bu akıma kapılarak albümlerinde synthesizer da kullanmaya başladığını ve bütün bu gelişmeleri korkuyla takip eden Amerikan Müzisyenler Sendikası'nın "bu şeytan icadı yüzünden mesleğimiz elden gidecek" feryatları içerisinde synthesizer satışlarını engellemeye çalıştığını...

Ama bence asıl ilginci, ilk elektronik müzik bestecilerinin; daha önce kimsenin duymadığı sesler üreten bu alet ile daha önce duyulmamış müzikler yapan öncü bestecilerin hikayelerini okumak oldu. Tonto's Expanding Head Band de bu gruplardan biri. Elektronik mühendisliği konusunda oldukça deneyimli olan iki müzisyen, Malcolm Cecil ve Bob Margouleff, değişik synthesizer'ları birleştirerek TONTO adını verdikleri kendi "süper synthesizer"larını yaratmışlar ve bununla hem yeni ve sıradışı, hem de keyifli (deneysel olmayan!) müzikler yapmışlar. Tonto'nun fotoğrafları oldukça çarpıcı. Moog dışında EMS, ARP ve Oberheim gibi değişik synthesizer'lardan parçalar içeriyormuş bu dev yaratık. İkili yaptıkları ilk çalışmaları 1971 yılında Zero Time isimli albümleri ile yayınlamış. Ama isimlerini asıl duyuran, aynı dönemlerde onları dinleyen ve etkilenen önemli bir isim, Stevie Wonder ile beraber yaptıkları çalışmalar olmuş. Wonder'ın Motown tarafından yayınlanan Music Of My Mind albümü ve onu takiben gelen iki albüm (ünlü Talking Book ve Fulfillingness' First Finale) bu ortak çalışmanın sonucu. Daha önceden bilinçsizce dinlediğim bu grubun ilginç hikayesini okumak oldukça keyifli oldu.

Haftanın diğer grupları da fena değil tabi :) Yo La Tengo'nun yeni albümü Popular Songs, gerçekten de popüler olabilecek düzeyde keyifli gitarlar ve retro-funk ritimleri ile dolu. The Airborne Toxic Event var sonra, fazla iddialı isimlerine rağmen (veya -leri yüzünden) gözden kaçmış ama başarılı gruplardan, geçtiğimiz ay içerisinde Viyana açıklarındaki Frequency festivalinde seyredip de "vay be iyiymiş bunlar" demiştim. The Invisible, bu seneki Mercury ödüllerinin sürpriz adaylarından, daha öncesinde ben de duymamıştım ama başarılı bir debut albümleri var. Bir de Hockey var yine sürpriz ekiplerden: The Wombats'i hatırlattılar bana ama İngiliz değiller ve dahi Portland Oregon'danlar. Yani aksanları hiç Amerikalı olmadığı gibi, Portland Oregon'dan bu kadar eğlencelik rock yapan bir grubun çıkması oldukça şaşırtıcı, biz Portland'ı hafif melankolik bilirdik :)

Son olarak şunu söyleyebilirim, Hockey'in ilk single'ı Learn To Lose'un Filthy Dukes remix'ini grubun myspace sayfası üzerindeki linkten bedava olarak indirebilirsiniz!

8 Eylül 2009 Alçak Basınç


The Invisible London Girl
Stereolab Ping Pong
God Help The Girl Funny Little Frog
The Airborne Toxic Event Something New
Yo La Tengo Periodically Triple Or Double
Skeewif Theme From Dave Allen
Hockey Learn To Lose (Filthy Dukes Remix)
Paul Simon The Obvious Child
JJ My Hopes And Dreams
David Byrne & Brian Eno Home
The Pigeon Detectives Ready For The floor
Flight Of The Conchords Robots
Kreidler Mosaik
Tonto's Expanding Headband Riversong
.

Hiç yorum yok: