15 Ocak 2009

Dava

Şimdiye kadar bu blog'da güncel siyaset veya politika ile ilgili hiçbir şey yazmamıştım - hatta kişisel konulara bile neredeyse hiç girmedim. Olabildiğine apolitik, sadece ve tamamiyle müzik ile ilgili bir blog'du bu. Bir istisna yapmak istediğime emin değilim - demin birşeyler yazmaya başladım ama sonra vazgeçtim, hissettiklerimi tam anlamıyla aktarmayı başarmak kolay değil. Yine de iki satır yazmadan duramayacağım zira biraz haykırmam lazım.

Aslında aynı görüşte ("demokrat, özgürlükçü" gibi...) olduğumu sandığım insanlar ile bile durmadan açmazlara düşmekten çok sıkılıyorum artık. İlkelerin, prensiplerin, eşit olan herkese aynı şekilde uygulanması gerektiğine inanırken, bir anda kendimi "amaçlar araçları haklı çıkarır mı" tartışmaları içinde buluveriyorum. Bir yanda, bir siyasi partiyi, siyasi görüşü (yani haklın bir kısmını) ne şekilde olursa olsun "def etmenin" her türlü sorunumuzu çözeceğine inananlar, diğer tarafta (tam karşısı gibi düşünün) gücü eline geçirmişken "hak ve özgürlükler" söylemini göz göre göre sadece kendi çıkarları için kullanan yeni egemenler... Bana göre hem onu hem de öbürünü çözmek lazım, her ikisi de bir sorun. İki ayrı yumak. Koyu muhafazakar veya koyu ulusalcı olabilirsiniz. Peki ya tamamen farklı bir yerlerde iseniz, her iki tarafta da söylenen bazı şeylerde haklılık payı olduğuna, başka bazı söylemlerin de yanlış olduğuna inanıyorsanız? Halbuki anlaşılan artık bu işi çözmek için üçüncü bir kamp yaratmak imkansız gibi birşey.

"Türkiye Cumhuriyeti" kimilerine göre bir uçurumdan aşağı yuvarlanıyor, kimilerine göre zirveye çıkıyor. Ama her ne oluyorsa, içinde yer alan herkes bir şekilde sorumlusu bu durumun. Darbeci generalinden, F-tipi istihbaratçısına kadar. İnkar etmeye gerek yok çünkü görünen o ki herkes sadece kendi çıkarını düşünmüş.

Bundan 10 yıl kadar önce "aydınlık için bir dakika karanlık" eylemleri yapıldığı zamanı hatırlıyorum. Bugün aynı insanlar nasıl oluyor da iki ayrı kanatta yer alabiliyorlar şaşırıyorum. Neyse, belki de fazla şaşırmamak lazım.Budur.

Hiç yorum yok: