24 Mart 2010

23 Mart - Post Dial ve Deja Vu

Mart ayı güzel konser haberleri ile bizi sevindiren bir ay oldu - oluyor sanırım. Freshtival'de Mika, Bob Dylan, Sonisphere festivali, Massive Attack, Faithless.. Güzel olaylar bunlar. Hareketli bir yaz bekliyor bizi anlaşılan. Daha da açıklanmayı bekleyen başka isimler var ama onları da artık ilgilileri söylesin! Bu arada, yerli grupların da 2010 albümleri yavaş yavaş geliyor. Bugünkü programda iki tanesine yer verdik, bakalım gelecek haftalarda daha başkaları da olacaktır.

Bu akşam açılışı yapan Post Dial'ı bu programda daha önce birkaç kere dinlemiş olabilirsiniz, ilk EP'leri Lights Off, Here It Is'den bazı şarkıları çalmıştım. Şimdi de yeni EP'leri You Are Not Alone'u yayınladılar. Daha öncekinden farklı olarak, bu EP daha tanıtımından başlayarak ciddi ve profesyonel bir hava veriyordu. Sonuç da bence aynı derecede güzel olmuş. EP, açılımı "extended play" lafının hakkını verecek şekilde, neredeyse ufak bir albüm / albüm provası gibi. Bi kere şarkılar gelişine dizilmemiş, introlar ve ilginç geçişler ile birbirine bağlanmış. Ayrıca ikili (Yiğit ve Sinan) tür olarak kendilerini çok sınırlamamışlar, illa enerjik elektro/rock yapacağız diye kasmamışlar; EP'nin sonunda farklı yönlere (caz ve gospel!) kayan iki parça ile beni süper şaşırttılar mesela. Ayrıca her ikisi de çok güzel parçalar, söylemiş olayım. EP'nin ağır topları bence Next Big Thing ve Get It, her ikisi de cayır cayır, çok keyifli güzel şarkılar (ve bunu nezaketen söylemiyorum). Kısacası başarılı. EP'nin tarzlar arasındaki geçişi ve renkliliği bana biraz Primal Scream'in ünlü Screamadelica'sını hatırlattı, Primal Scream o albümleri ile İngiltere'de (ve dünyada) rock ve elektronik müziğe bakışlar konusunda ufak çapta bir devrime yol açmıştı, umarım Post Dial da bizim piyasada güzel birşeylere vesile olur :)

Bir başka yeni kayıt, Deja Vu'nun Sinir Ötesi Operasyon isimli albümü idi. Deja Vu'yu Kendin Coş isimli ilk albümlerinden hatırlıyor olabilirsiniz. Bu albümü farketmem, albümden klibi çekilen ilk şarkı olan Sahte Gözyaşı'nı dinlemem ile oldu. Bu şarkı gerçekten, tek kelime ile HARİKA bir şarkı, Türk rock müziğinde pek becerilemeyen birşeyi başarmışlar: Güzel ve basit şarkı sözleri, akılda kalıcı bir melodi ve sonuçta adamı kasmayan, basit ama eğlenceli bir şarkı. Nedense millet olarak basit ve güzel şeyleri pek beceremiyoruz (ezelden beridir sanırım) ama arada böyle hoş işler çıkıyor neyseki. Diğer taraftan, albümün tamamını dinleyince aynı tadı yakalayamıyorsunuz - özellikle Sahte Gözyaşı'nı dinleyerek başladıysanız... Diğer şarkılar oldukça sert sound'lu, Sahte Gözyaşı'ndaki espriden yoksun, ses seviyesi daha yüksek olmakla birlikte içerik olarak daha güçsüz... Açıkcası son bir iki şarkıyı dinleyemedim - başlardakilerin beni durmandan hayal kırıklığında uğratmasından olsa gerek... Neyse, sonuçta tarzım değil belki diyerek bir kalemde silmiş olmayayım, siz de bir dinleyin. Ama Sahte Gözyaşı'nı kesinlikle dinleyin!!

Evet, yerlileri bol bol yazdım, yabancılar hakkında fazla laf etmeye de gerek kalmadı bence. Ama çok kısa bir iki şey diyecek olursam: New Young Pony Club "bildiğiniz gibi", Memoryhouse "hayalperest", Two Door Cinema Club "rocks!" ve Laura Marling "bu kızın sesi birine benziyo ama kim?" şeklinde özetlenebilir.

Keyifli dinlemeler!


23 Mart 2010 Alçak Basınç


Post Dial Get It
New Young Pony Club We Want To
Bonobo Eyesdown (feat. Andreya Triana)
Gorillaz Empire Ants (feat. Little Dragon)
Yeasayer Madder Red
Memoryhouse Lately
JJ Into The Light
Sambassadeur Albatross
Deja Vu Sahte Gözyaşı
Alberta Cross ATX
Two Door Cinema Club I Can Talk
Titus Andronicus Richard II
Spoon I Saw The Light
Laura Marling Rambling Man
.

1 yorum:

cenk sönmez dedi ki...

Selam ederim :)

Cenk Sönmez