29 Ocak 2007

Geçikmiş Phonem Dedikoduları


Bundan bir zaman önce (kasım sonu gibi olsa gerek), bir dergi için Phonem By Miller dedikoduları yazısı hazırlamıştım. Ama kullanılmadı, sonra da unutmuşum. Demin eski dosyaları temizlerken ortaya çıktı. Geç olsun güç olmasın, hemen yazıyı dergi formatından biraz çıkarıp aşağıya yapıştırıveriyorum! Konserlerden bazı fotolar da ekledim, bu güzel fotoları çeken de Gökhan Kalı'dir, tekrar teşekkürler kendisine.

***

Phonem By Miller’ın “Sahne Arkası”

Bu yılki Phonem By Miller’da kim kiminle, ne yaptı? Backstage’den bildiriyoruz!

Phonem By Miller’ın dördüncüsü Kasım ayında oldu bitti. Festival'de pek güzel konserler izledik. Ama bir de işin perde arkasından bahsetmek lazım. Neredeyse üç haftaya yayılan, 60’a yakın müzisyen ve dj’in yer aldığı bu festivalde bolca sürpriz ve karmaşık ilişkiler mevcuttu.

En başından başlayalım, herhalde Türkiye’ye ilk kez gelen Mogwai’nin konserlerinden sadece birkaç saat önce gerçekleşen Galatasaray – Gençlerbirliği maçına gittiğini duymayan kalmamıştır. Konserden bir önceki gece İstanbul’un ünlü gece klüplerinden birinde dağıtan grubun konserden sonra otele gidip yatması ise oldukça garip geldi. Bu arada, arkadaşların sahne arkası istekleri de bir garipti, mesela genç bir ressamdan bir resim, bir adet kızarmış tavuk (bütün!) gibi komik istekler vardı (resim bulmak için gerçekten çaba gösterdim ama olamadı).

Phonem By Miller’ın heyecanla beklenen bir diğer konuğu da tabiki Erlend Øye ve The Whitest Boy Alive ekibiydi. Konserlerinden bir gece önce Marcin Öz (Highfish) festival özel partisinde DJ’lik de yaptı. Erlend’in çekingenliği tuttuğundan sahneye çıkması biraz vakit aldı ama gecenin sonuna doğru üç parça söyleyerek sevenlerini oldukça mutlu etti. Ertesi akşam (3 Kasım) Babylon’daki konser de benzeri bir sürpriz yaşandı ve Erlend gecenin sonuna doğru yine mikrofonu eline aldı, Marcin’in dj seti üzerine iki üç parça söyledi, hatta yetmedi sonra Dire Straits klasiği Sultans Of Swing’i acapella olarak seslendirdi. Bu arada, Marcin’in soyadını Berlin’de yaşayan bir Türk olan eşi Nilgün Öz’den aldığını belirteyim, o yüzden "Öz"!

Tanışıklıklar bununla bitmiyor. Birbirini tanıyan başka iki isim de 8 Kasım’da sahne alan Avusturya’lı Fennesz ve festivalin son konserini veren Junior Boys ekibiydi. Junior Boys’un ilk albümünden bir parçaya remix yapmış olan Fennesz, Portekiz’de vereceği bir konser yüzünden Junior Boys konserine kalamadı. Ama sonra hiç hesapta olmayan bir başka karşılaşma gerçekleşti. Tamamen Phonem ile alakasız bir şekilde haftasonu Istanbul'da bulunan Amerikalı indie/disco müzisyenlerinden Kelley Polar Project (Mike Kelley) ile buluşuldu! Cumartesi gecesi ve pazar gündüz hızlı bir mail trafiği ile telefonlar vs. değiş tokuş edildi, programlar yapıldı. Pazar akşamı önce Taksim'de Hacı Abdullah'da sıkı bir Türk yemekleri ziyafeti ardından da Gizli Bahçe’de bira ve muhabbet!! Jeremy'nin kız arkadaşı hayretler içinde Saray'da tavukgöğsü yedi, eğlenceli bir gece idi...

3 yorum:

ezgi dedi ki...

mümkünse bir dahaki erlend oye buluşmasında beni cebinize sıkıştırıveriniz efenim. merakımı gidermem lazım erlend insan mı yoksa übermench mi diye.

"above you" diyoruz, "golden cage" diyoruz, aman aman diyoruz...

Harun İzer dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Yaprak Melike Uyar dedi ki...

teşekkür ederim efendim,nasıl cvp göndereceğimi bulamadığım için burdan yazıyorum. sevindim dinlediğinize hatta kalınız: yaprakmelikeuyar@gmail.com