25 Nisan 2007

Arama Motoru #2: The Aliens & The Field

Yeni müzik grupları hakkında yazmakta hala hiçbir sakınca görmüyorum. Güzel şeyler çıkıyor bence.

THE ALIENS


Psychedelic, folk, rock! Biraz The Beatles, biraz Beach Boys, hafiften Beck ve Ozric Tentacles... The Aliens hepsinden biraz barındırıyor ve dinlemesi de çok keyifli. Ayrıca yeni bir grup... mu? Yeni diye kesip atmak da mümkün ama pek doğru olmaz. Üç kişilik bu grubun üyeleri aslında eskilerden pek sevdiğimiz (ve artık dağılmış olan) The Beta Band'in üyeleri aynı zamanda. John Maclean ve Robin Jones başından beri TBB'de idiler, Gordon Anderson ise grubu kuranlardan ama sonra bir hastalık yüzünden ayrılmış. Hatta Gordon'un Lone Pigeon isimli bir de solo projesi vardı, o da çok güzeldi, iki albüm çıkarmıştı falan.

Her neyse, şimdi bu üçlü The Aliens olarak birleşti ve Astronomy For Dogs albümünü yayınladılar. Albümün açılış parçası Setting Sun'ı Radyo Eksen'de geçen ay boyunca bolca dinlemiş olabilirsiniz, pek eğlenceli tatlı bir şarkı. Ama albümdeki diğer parçalar da aşağı kalmıyor, hatta bence daha güzelleri de var. Mesela hemen ikinci parça Robot Man direk bir unplugged Daft Punk hissiyatı veriyor insana, Tomorrow ile hafif hüzünlenip, Rox ile hafiften dans etmeye başlayabiliyorsunuz. Açık Radyo'dan Levent (Celepçi) ile bu Rox'u dinledikten sonra "ismini söylemesen bunu The Beta Band'in yeni parçası diye yutabilirdim" demişti, bu da bir tüyo olsun.

The Aliens @ myspace
The Aliens - Setting Sun
The Aliens - Rox

THE FIELD


The Field bir rock grubu değil. Alman elektronik/minimal bişey plak şirketi Kompakt'ın keşiflerinden. Tek adam, İsveçli, adı da Axel Willner. Kompakt'tan bir iki single çıkarmış, Kompakt'ın toplama albümleri Total 6 ve 7'de yer almış ve en son da Nisan başında ilk albümünü yayınlamış, From Here We Go Sublime. Burada "sublime" kesinlikle doğru kelime olmuş ama biraz açmak lazım tabi.

Yayınlanmasından hemen sonra Pitchforkmedia ve Stylus Magazine gibi online dergiler albüme neredeyse tam puan vermişler, benim de ilgimi ilk bu çekti. Albümü bir süre mp3 player'ımda beklettikten sonra geçen gün Ankara'dan dönerken (bkz. alttaki başlık) dinledim. Yolun akışı ile grubun hipnotik, biraz karanlık ama aynı zamanda sıcak müziği cidden tam bir uyum içinde gitti, hafif uykulu halimle gözümün önünde bulutlar falan canlanıverdi birden. 90'ların başı ambient albümleri (Seefeel, Aphex Twin gibi isimlerin erken dönem çalışmaları) ve Basic Channel kayıtlarını hatırlatan bir hali var bu albümün. Bazı parçalar biraz uzun gelse de albümün geneli bu kadar tekdüze bir müzikten beklemeyeceğiniz derecede dinleyeni sarıp sarmalıyor, kopamıyorsunuz. Ah, bir de unutmadan, A Paw In My Face'in sonu... Cidden tokat yemişe döndüm, siz de dinleyin anlarsınız, ben anlatmayayım şimdi :)

The Field @ myspace
The Field - Sun & Ice
The Field - A Paw In My Face
*

Hiç yorum yok: