02 Mart 2009

Cenk Erdoğan Trio (25 Şubat / Çadır)

Aşağıda bahsetmiştim, geçen hafta izlediğim konserler arasında en beğendiğim, Cenk Erdoğan Trio'nun Beşiktaş'daki yeni konser mekanlarından Çadır'da verdiği konser oldu. Bundan nasıl bu kadar eminim? Çünkü konserden çıktığımda hala "tadı damağımda" idi, biraz daha olsa da dinlesek diyordum. Yola düşüp mp3 player'ımı kulağıma taktığımda biraz önce duyduklarıma benzer birşeyler dinlemek geçiyordu içimden. Bundan daha açık bir işaret ne olabilir?

Cenk Erdoğan, yeni nesil caz / fusion gitaristlerimizden. Veya kendisini kısaca bu şekilde anlatmak mümkün. Ama bu yetmiyor tabiki. Kendisi özellikle perdesiz gitarda uzmanlaşmış, Bilgi Üniversitesi'nin artık tarih olan Müzik bölümünü birincilikle bitirmiş, ama bunu kağıt üzerinde bırakmayıp daha sonra birçok başarılı projeye imza atmış bir isim. Hani "gerçek hayatta bu bilgiler ne işimize yarayacak" geyiği vardır ya, "gerçek hayatta" da birçok başarılı film ve dizi müziği ile işini yapmış Cenk Erdoğan. Issız Adam filminin, Ekmek Teknesi ve diğer bir takım dizilerin müzikleri ona ait desek, bu anlamda yeterli referans olur herhalde.

Bütün bunları takiben, Cenk'in ilk albümü "İle" geçtiğimiz aylarda Baykuş Müzik tarafından yayınlandı. Albüm Neşet Ertaş'tan caz müziğine uzanıyor, Anadolu halk müziği geleneğini, modern ama mütevazi bir tarz ile sentezliyor, keyifli ve huzur veren bir müzik sunuyor.

Perdesiz gitar deyince akıllara ilk gelen isim genelde Erkan Oğur olur. Bu yolda giden çoğu müzisyen ne yazıkki ondan fazlasıyla etkilenir - tabi perdesiz gitarı keşfeden kişi de Oğur olunca neredeyse kaçınılmaz bir durum. Cenk Erdoğan'ın albümünde de bu etki biraz olsun hissediliyor. Ama konsere gelince, Cenk'in kendine göre farklı ve güzel bir "perdesiz gitar yolu" bulmuş olduğunu da görüyoruz. Çok alakasız gelecek ama, konserin ilk iki parçasında Steve Vai sololarından, The Whitest Boy Alive veya The Sea And Cake gibi indie-rock gruplarının ritmik dinamizmine, değişik tarzlar geldi aklıma. Ayrıca Cenk'in arada sırada ama ustaca kullandığı farklı gitar pedalları, sampler'lar ve efektler, müziğine çok ayrı bir boyut kazandırıyor, kuzey cazından başlayıp, post-rock gibi bir tarza uzanabiliyor. Davullarda Kerem Sefil'un dinamik stili de çarpıcıydı, bazı yerlerde oldukça melodik ve duygusal giden gitar ile tam bir zıtlık içinde, gümbür gümbür gelen ataklar, değişik bir hava katıyor müziğe. Basta Alper Kılıç yine aynı derecede başarılıydı.

Cenk Erdoğan'ın konser boyunca değişik parçaların hikayelerini anlatması, kimi yerde işin tekniğinden, kimi yerde parçayı kimin için yazdığından bahsetmesi oldukça hoş detaylardı. Seyirci ile böyle samimi bir temas, benim için olduğu kadar eminim diğer bütün dinleyiciler için de konseri keyifli kılan bir başka unsur olsa gerek. Cenk konsere ara verdiğinde, seyircilerle bire bir olarak da aynı samimiyet ile konuşuyordu. Ve tabi ek olarak, bu konserde Çadır'ın ses sistemini de cidden çok başarılı bulduğumu söyleyebilirim. İlk başta mekanın ses sistemi yenilenmiş sandım ama sonra öğrendiğim kadarıyla sadece ses teknisyeni değişmiş.

Cenk Erdoğan Trio'nun bundan sonraki ilk konseri, Myspace sayfasında yazdığı kadarı ile 13 Nisan'da Oyun Atölyesi'nde gerçekleşecekmiş. Ama arada kendisini tekrar Çadır'da veya Nardis'te görebilirsiniz, Myspace veya kendi sitesinden takip etmek lazım.

www.myspace.com/cenkerdogan

www.cenkerdogan.net

Hiç yorum yok: