01 Mart 2009

Konser Maratonu

24 Şubattaki programın şarkı listesi için oldukça geciktim ama haklı olduğunu düşündüğüm bazı bahanelerim var!

Uzun süredir (hatta aylardır) hafta içi günlerde gerçekleşen birçok konseri kaçırıyordum ve geçtiğimiz hafta içinde de görmek istediğim bir sürü konser üst üste gerçekleşiyordu. Bu yüzden bütün enerjimi (artık yaşlanıyoruz ne de olsa :P) bu konserlere ayırmaya karar verdim. Güzel bir seri oldu, birazdan diğer başlıklarda bunlardan ikisini daha detaylı anlatacağım (Cenk Erdoğan Trio ve Bora Uzer bunlar). Gün gün ise program şöyle idi:

23 Şubat - TEGV Gecesi (Lütfi Kırdar): Lütfi Kırdar'da Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı yararına gerçekleşen bu gece, biraz karışık ama çarpıcı bir organizasyon idi. Sertab Erener'den Erkan Oğur'a birçok ünlü müzisyen, sanatçı, sanat ve iş dünyasından ünlü isimler... Kimini her zamanki rollerinde izledik, kimilerini de - özellikle de sanatçı olmayanları - tamamen başka rollerde, daha doğrusu pek tanımadığımız yönleri ile izledik. Mesela Kürşat Başar saksofon çaldı, Güler Sabancı Tan Sağtürk ile tango yaptı, girişte Okan Bayülgen'in fotoğraf sergisi vardı falan. Eşleşmelerin bazıları oldukça çarpıcı, bazıları ise sıradan idi.

İki bölümde toplam 3 saat süren bu gece, bariz bir şekilde zorlu bir yarış gibiydi, hem sanatçılar hem seyirciler, hem de (tahminim) organizasyonu yapanlar için. Gecenin organizasyonunu GNL yapmış. Ne olursa olsun zor bir işi başarıyla tamamladılar: Sanatçılar arasındaki geçişler seyirci tarafından bakınca kusursuza yakın bir şekilde gerçekleşti, neredeyse hiçbir ciddi teknik sorun olmadı. Bence programın en önemli eksiği, gece boyunca seyirciler yönlendirecek veya biraz olsun TEGV bağlantısını altını çizecek bir konuşmacının olmayışıydı. Belli ki kasıtlı bir tercihti bu, ama bu kadar uzun bir gecede böyle bir konuşmacı faydalı olabilirdi. Tabi ufak ama ciddi canımı sıkan bir detay da, ekranlara en çarpıcı görüntüleri verelim diye sahnenin orta yerinde cirit atan kameramanlardı (bir ara birbirlerine bile çarpmayı becerdiler!)


24 Şubat - Ozan Musluoğlu Quintet (Nardis): Çoğumuzun "Athena'nın basçısı" olarak tanıdığı Ozan Musluoğlu, aslında bir caz aşığıymış da bilmiyormuşuz! Ozan'ın ilk albümü "Coincidence", geçtiğimiz aylarda Kerem Görsev'in de plak şirketi olan Rec By Saatchi tarafından yayınlandı. Kerem Görsev, aynı zamanda albümün prodüktörleri arasında da yer alıyor. Albüm bence çok da başarılı, keyifli bir caz albümü. Nardis'teki konser ise açıkcası beni albüm kadar tatmin edemedi. Tam olarak ne tür bir sorun vardı emin değilim ama sanırım bir bas sanatçısının konserinde bas sesinin ve varlığının yeterince ön planda olamaması bunlardan biri olabilir. Ozan ile konuştuğumda bunun teknik sebeplerini biraz açıkladı tabi. Ozan'ın bildiğim kadarıyla albümün yayınlanması sonrasında ilk konserlerinden biriydi bu, umarım ilerki konserlerde de keyifle dinlemeye devam ederiz onu.
www.myspace.com/ozanmus


25 Şubat - Cenk Erdoğan Trio (Çadır): Bu konser, sanırım çekinmeden söyleyebilirim, geçtiğimiz hafta izlediğim en güzel konserdi. Detayları birazdan yukarıdaki başlıkta...
www.myspace.com/cenkerdogan

26 Şubat - Jülide Özçelik (Nardis) ve Bora Uzer (Babylon): 26'sında iki konser birden vardı. Bora Uzer'den yine daha sonra bahsedeceğim ama kısaca bir Jülide Özçelik'ten bahsetmekte fayda var.

Jülide Özçelik, yeni caz vokalistlerimizden - aslında eminim kendisinin şarkı söylemek alanında önemli bir geçmişi var ama ismini daha geniş kitlelere nispeten yeni duyurdu. İlk albümü olan ve geçen yılın başlarında yayınlanan Jazz İstanbul, özellikle zor bir sentezi başarıyla gerçekleştirmesi açısından oldukça başarılıydı: Türkçe sözlü türkülerin caz ile birleştirilmesi. Nardis konseri Özçelik'in ikinci konseriydi ve kendisinin canlı performansının da en az albüm kaydı kadar iyi olduğunu gördüm. Ayrıca ona eşlik eden müzisyenler de oldukça başarılı isimler, özellikle aranjmanların çoğunu yapmış olan usta gitarist Cem Tuncer'i burada belirtmiş olayım. Konserden büyük keyifle ayrıldım, henüz dinlemediyseniz albümünü de dinlemenizi tavsiye ederim.
www.myspace.com/julideozcelik
www.myspace.com/borauzer


27 Şubat - Post Dial (Peyote): Aslında konser turumu perşembe bitirmeyi planlıyordum ama son dakikada PD'den Sinan'ın gazına gelip soluğu Peyote'de aldım. Her zamanki gibi tribünlerde fanatik taraftarların da desteği ile hareketli, heyecanlı, eğlenceli bir konser oldu. İkilinin birinci yıldönümüymüş bu arada, bir yandan da onu kutluyorlardı. Yine de daha önce izlediğim Post Dial konserine göre biraz daha sönük geçti açıkcası. Peyote'nin sahnesi mi izin vermiyor nedir, DogzStar'da izlediğim konserdeki kadar zıplayıp hoplamadılar sahnede. Sinan da Yiğit de biraz daha donuk geldi bana, biraz daha statik bir konser oldu. Belki de sahneden durmadan istedikleri ama bir türlü gelemeyen viskiler yüzündendir, kim bilir? Yine de parçaları oldukça güçlü ve eğlenceli. Sonuç olarak Post Dial güzel bir grup, keyifle takip ediyoruz. Bu arada, yukarıdaki fotoyu, grubun "resmi" fotoğrafçısı Duygu Türkmen'in Flickr'ından aldım, cuma akşamından değildir ama.
www.myspace.com/postdial


Bu arada, merak eden varsa, bu haftanın şarkı listesi kayıp sayılabilir zira programı anonssuz ve açıkcası biraz aceleyle hazırladım, listesini yapmaya fırsat olmadı ve şu anda da listeyi toparlayamıyorum tekrar. Öyle işte. Bu salı günü güzel ve özel bir program olacak ama; iki yeni grubumuz var mesela - İstanbul'dan Fuji Kureta ve İzmir'den Saint Kitten. İkisini de kaçırmayın derim.

Hiç yorum yok: