25 Haziran 2006

Frank Black – Honeycomb

FRANK BLACK – HONEYCOMB
(Roll, Ağustos 2005)

Kendisini hatırlamayan veya bilmeyen herkes için kısaca hatırlatalım: Frank Black, efsane grup The Pixies’in vokalistidir. Geçtiğimiz aylarda 40’lı yaşlarına adım atmış olan Frank Black (veya Black Francis) son bir buçuk yıldır tekrar toparlanan Pixies ile turlamakta, çok güzel konserler vermekteydi. Ancak bu yılın başlarında birden Black’in yeni bir solo albüm yayınlayacağı haberleri duyuldu ve hem Pixies-severler hem de onun solo çalışmalarını takip edenler (bunlar tahminen aynı kişilerdir) merakla bu albümü beklemeye başladılar. Ne de olsa Black 1996’dan beri bir albüm yayınlamamıştı. Arada ufak tefek bazı tüyolar geliyordu ama sanırım albümden ilk single “I Burn Today” ile işin asıl rengi ortaya çıktı. Bu bir folk/country albümü idi ve Frank Black’in sesi hiç bu kadar yumuşak ve duygusal olmamıştı!

Gerçekten de albümü ilk dinlediğinizde bir an şaşkınlığa düşüp “ya bu sahte olmasın” diyebilirsiniz. Oldukça tatlı ve sakin bir ses, oldukça melodik ve folk tadında parçalar. Hiçbir şarkıda Black’in o Pixies’den alıştığımız korsan çığlıklarını duymuyoruz. Bazı yerlerde Neil Young veya Johhny Cash gibi isimleri hatırlatıyor, bazı yerlerde Cohen’i. Her halikarda oldukça Amerika kokan bir albüm, ünlü Nashville country tarzı her şekilde kendini hissettiriyor albümde. Müziğin renkliliği bir yana, Black gerçek üstü şarkı sözleri ile yine kendini gösteriyor, kalbindeki atomlardan kahin kadınlara kadar herşeyden bahsedebiliyor. Albümdeki şarkıların ikisi hariç bütün parçalar Black’in kendi besteleri. Kendi bestesi olmayan iki parçadan ilki Song of the Shrimp, Elvis Presley’e ait. Ancak Black, Elvis için oldukça fantastik ve oyunlu sayılabilecek bu şarkıyı hafifçe evirip çevirmiş. Sonuçta eğlenceli bir havada söylemniş ama en az Monkey Gone to Heaven kadar çarpıcı ve duygusal bir şarkı çıkmış ortaya. Diğer parça ise eski bir country klasiği Sunday Sunny Mill Valley Groove Day. Albümdeki en ilginç parçalardan biri de Strange Goodbye, Black bu parçayı boşanmak üzere olduğu karısı için yazmış ve hatta onunla beraber söylemiş!

Frank Black albümün yayınlanması arifesinde verdiği bazı röportajlarda bu albümdeki şarkılarında kendisi hakkında ilk kez bu kadar içten olduğunu ve kendini açtığını söylüyor. Şarkı sözlerinin içe dönüklüğü ve albümün duygusal havası, aslında tam da albümün yapıldığı sırada Black’in içinde bulunduğu ruh halini yansıtıyor. Albümün kayıtları öncesinde uzun süren bir evliliğin ardından boşanmak üzere olan Black, (biraz da bunun oluşturduğu boşlukta) Nashville’de yaşayan ünlü country prodüktörü Jon Tiven’e uzun süredir düşündüğü country albümünü artık kaydetmeye hazır olduğunu söyler ve oraya gider, albümün kayıtlarını orada tamamlar. Yani Nashville albümde ruhen olduğu kadar cismen de bulunuyor.

Nashville demişken, albümün Frank Black kadar çarpıcı olan bir başka yönü de, kendisinin bu albümde beraber çalıştığı müzisyenler. Steve Cropper, Reggie Young, Spooner Oldham ve David Hood gibi isimlerin çoğunu ilk bakışta pek tanımayabilirsiniz ama bu efsanevi “session” müzisyenleri zamanında Elvis Presley, Bob Dylan, Janis Joplin, Otis Redding gibi isimlerin gruplarında yer almışlar. Albümde hepsi 60’larını geride bırakmış olan bu usta müzisyenler ile çalışan Black, çoğu zaman onların yanında küçük bir çocuk gibi daha çok susup onları dinlemeyi tercih ettiğini söylüyor: “Eğer birileri yanınızda When A Man Loves A Woman’ın orijinal kayıtları sırasında neler olduğundan bahsediyorsa yapmanız gereken sadece susup dinlemektir”. Yaklaşık dört günde (hem de Pixies’in tekrar birleşmesinden sonraki ilk konsere dört gün kala) kaydedilen albümün nasıl bu kadar güçlü bir müzikal altyapıya sahip olduğu da böylece anlaşılıyor zaten.

Hiç yorum yok: